Bugün dizi sektörüne bir dizi daha katıldı; sefirin kızı. Star tv de pazartesi günleri yayınlanacak olan dizi. İlk bölümünü bu akşam (16.12.2019) yayınladı. Dizi bir dram dizisi. Diziye adını veren ve baş karakteri olan sefirin kızı nare (Neslihan Atagül) ile sancar’ın (Engin Akyürek) arasında geçen bir aşk hikayesini anlatıyor. Aşk hikayesi derken öyle canımlı cicimli değil. Bir zamanlar sevgili olan bu ikili evlenme hayalleri kurarken ayrılırlar. Narenin üvey kardeşi olan Akın (Erhan Alpay) nareye tecavüzü ile son bulan sancar nare aşkı sancarın nefret ve kinine dönüşür. Ancak nare hala o eski günleri yad etmektedir. Sancar’a karşı duyguları nefrete dönüşmese de eski günlere dönmeye hala bir umut var gibi. Çünkü canından çok sevdiği kızı Melek (Beren Gençalp) sancardan bir parça gibi durmaktadır.
Dizinin adına değinmeden direkt konuya daldık. “Sefir” arapça kökenli bir kelime olup “Elçi” anlamına gelmektedir. Sefirin kızı yani Elçinin kızı demektir. Narenin Babası Güven (Erdal Küçükkömürcü) dizinin ilk iki bölümüne bakılırsa karanlık işler çeviren kumara düşkün, kibirli, köylüleri sevmeyen ve kızına önem vermeyen (sancarla olan aşkından dolayı) bir elçidir. Diziye göre Karadağ’da (Montenegro) elçilik yapmaktadır.
Nare ile Sancar bodrumda tanışırlar. Nare babası ile birlikte dış ülkelerden yazları bodruma tatile geldiğinde tanışırlar. Gençlik yıllarında mektuplaşırlar her yaz aşklarını tazelerler son yaz evlenecekken ayrılırlar. Nare ayrıldıkları kulübenin hemen arkasında bulunan uçurumdan atar kendini. Ancak öldü sanılan nare yaşar hamile olduğunu öğrenir ve bir kız çocuğu dünyaya getirir ve hayatını kızına adar. Karadağda iken abisi bildiği akının tecavüzüne uğrayacakken bıçaklar, öldü zannedip kızını babası sancara teslim etmek için Türkiye’ye döner. Döner dönmesine de Sancar tam başkasıyla evlenecekken düğün gecesi düğünün tam ortasında Melek baba diye sancarın yanına gelince düğün bir anda bambaşka bir havaya bürünür. öldü sanılan nareyi de karşısında görünce sancarda dengeler alt üst olur. İlk başta kızının kendisinden olmadığını söyleyen sancar dna testinde kendi kızı olduğunu anlayınca işler tamamen karışır. Kızını babasına teslim edip intihar edecekken akının ölmediğini öğrenen narenin planları da alt üst olur. Sancarın yakın arkadaşı bizim egenin tabiriyle sadıç’ı olan Gediz (Uraz Kaygılaroğlu) ilk tanışmasında nareye yazar ancak düğünde narenin sancarın eski sevgilisi destansı aşkı olduğunu anlayınca onunda planları değişir. Nareye yakın davranan güzelliğinden etkilenen Gediz ilerde Sancarın karşısına çıkabilir. (Tahminim o yönde)
Sancar eskiden fakir olup sonrasında zengin olan sert mizaçlı biridir. nareyi her ne kadar da unutamasa da kininden asla vazgeçmez. Nare gerek elinde taşıdığı deniz kabuğu gerekse kurdele ile sancarı unutamadığı aşikardır. Destansı olarak anlatılan aşk bir sürü sarmalın içindedir. İlk bölümlerde güzel giden dizi inşallah böyle devam eder.
Bence diziler 2 sezonu aşmaması gerektiğidir. Yoksa senarist belli bir yerden sonra yazacak bir entrika, hikaye, karmaşıklık bulamayınca saçmalamaya başlıyor.
Dizinin müzikleri de etkileyici. Gökhan Kırdar’ın 90 ların unutulmayan şarkısı “Yerine Sevemem” şarkısı tam da bu dizi için yazılmış ve söylenmiş gibi. Bir diğer ege türküsü olan “iki keklik” de bazı sahnelerde diziye efkar katıyor. Bir diğer iç acıtan müziği ise “ederlezi”. Ederlezi bir boşnak şarkısıdır. Bosna halkının acıyla umudu kelimelere ve notalara yansıttığı şarkıdır ederlezi. Güzel bir sesten dinlerseniz şarkıyı hissedersiniz…
Dizi Bodrum, Milas çevrelerinde çekilmektedir. Setin bir bölümü İstanbuldadır. Bazı bölümleri ise Karadağ (montenegro) da çekilmiştir.
Şimdi kulağınıza kulaklığınızı takın aşağıya eklediğim şarkıları hissedin…