Ne zamandır yoktum sanal alemde, yazamadım, yazmak istemedim, içimden gelmedi… Bugün yazma isteğimi getiren şey uzun süredir tekrar tekrar dinlediğim radyoda kendi sesimle istek parçası yaptığım şarkı yüzünden yazdım. Madrigal’den “DİP”. Radyoda istek yaptığım doğrudur, yıllar sonra ilk kez radyodan istek şarkı istedim. Yıllar önce “Simav’ın Sesi” radyosunda istediğim istek şarkıdan sonra slowtürk radyoda hergün saat 11:00 – 15:00 arası ve 00:00 – 02:00 arasında Haluk Sarıtaş’ın sunduğu radyo programına kendi sesimle şarkıyı anons ettim. Değişik bir duygu insanın kendi sesini radyoda duyması. İlk kez 2008 de İstanbulda denk gelmiştim Slowtürk radyosuna. O zamanlar kulağımda kulaklık slowtürk radyosu açık uyur kalırdım. Şimdi ne zaman slowtürk radyosunun jingle’ını (tanıtım müziğini) duysam bir uyku hali gelir. Haklıymışsın İvan pavlov, klasik koşullanmada koşullu uyarıcılar devreye girdiğinde koşullu tepki ortaya çıkıyor. 🙂
Gelelim Madrigal ve DİP şarkısına, geçen ay konserde de dinledim kendilerini ama bana göre değil canlı dinlemek. Tüm enstrümanları duyacağım ben, Basını Tizini hissedeceğim, kulaklıklarım olmadan asla… Bu müzikte de tüm enstrümanları hissettim, herkes de hissetmiş ki tüm dizilerde dolaşıyor bu müzik.
Bu arada bu şarkının piyano kısmını evdeki orta seviye piyanomda çalmayı öğrendim. Çok güzel. Ama şarkının bitirici yeri Ceyhun Kaan Karakaş’ın elektro gitarından çıkan intro… Şarkının 2:29 ile 3:12 saniyeleri arası.
Bu grubun şarkılarının bir çoğu harika. Bir de “Ne Zamandır Sendeyim” şarkısını tavsiye ederim. Bu grubu zaten dinlemişsinizdir ama ben bi daha dinleteyim; (Kalın Sağlıcakla), (bi de o aklınızdakini dert etmeyin hepsi geçecek)