Ortaokulda ilk bilgisayarla tanıştığım zamanlar bilgisayar hocamız derdi ki; “Dünyamız ilerde kocaman bir köy olacak.” 3500 nüfuslu bir kasabanın tek ilköğretim okulunda (bizim zamanımızda 1 den 8 e kadar ilköğretim okuluydu şimdi 1-4 ilkokul 5-8 ortaokul oldu) ilk kez kurulan bilgisayar sınıfında, o tarif edilemeyen elektronik sıfır bilgisayar kokusunun içinde duymuştum bu sözü.
Hakikaten öyle oldu önceden yan köydeki olayları bir hafta sonra duyarken şimdi endonezyadaki doğu cava eyaletindeki “Desa Oro Oro Ombo” köyündeki volkan patlamasını duyuyoruz anında. Bu neyin sayesinde oldu? Tabiki şu an sizin okuduğunuz benim yazdığım internet sayesinde.
İnternet ve cep telefonu bizim herşeyimiz oldu. Kişiliğimizi, karakterimizi, zevklerimizi, alışkanlıklarımızı sosyal medya hesaplarımız aracılığıyla tüm dünyaya ilan ettik. Orda yaşadık sevincimizi mutluluğumuzu veya ordan üzgün emojiyle belirttik üzüldüğümüzü. Klavye delikanlısı olduk, yeri geldi bilmediğimiz konularda profesör kesildik. Önceden kamil abinin iğrenç esprisine kahvede gülmezken şimdi facebookda paylaşınca altına smile eklemeden yapamadık.
Herşeyimiz sanallaştı, hele son dönem covid 19 pandemisi iyice çekti bizi sanal dünyanın içine. Evde ya telefona ya da bilgisayara sardık. Derslerimizi uzaktan yaptık “canlı” ders ile. Yemeğimizi içeceğimizi artık bir tıkla evimize kapımıza kadar getirttik. Oysa hiçbir zaman yerini tutmayacak derenin/nehrin/çayın içinde ayaklarımızı suya sokarak yediğimiz yemeklerin.
Paramız bile sanallaştı, ne zamandır duymadım cebimde demir paranın şıngırtısını, elimde hissetmedim kağıt paranın hışırtısını. “Temassız” ödedik geçtik. Çok değil bi 15-20 yıla kart da kalmaz cebimizde, gözümüzle bir bakış atarak ödemeyi yaparız veya bize özel NFT (non-fungible token ya da Türkçe Değiştirilemez Jeton) ile öderiz.
Bu gelişmeler güzel bir şey, mesela sevdiklerimizi anında görüntülü görmek. Ama hiçbir “sanal gerçeklik” “gerçeğin” yerini alamayacak. Bu yazımı da bir şiirle bitirmek istedim. Yılmaz Erdoğan’ın “Ankara” şiirinin bir kaç mısrasyla bitireyim;
…
Belki bu film hiçbir zaman
O kadar fiyakalı olmayacak ama
Hiçbir lahmacunda
O okul yolundaki üçüncü sınıf lokantadakinin
Tadını vermeyecek bir daha
…
Şiirde burada dinlemeden geçmeyin;
Her şey gibi internetinde fazlası zarar. Bilgiye olduğu kadar diğer şeylere de anında ulaşır olduk. Yemek anında geliyor, faturayı oturduğun yerden öde, arkadaşının hatırını mı sormak istiyorsun anında uygulamadan sor. Hareket etmemeye başladık. Monotonlaştık, uzaklaştık birbirimizden, sanallaştık. Bilgiye çok çabuk yakınlaştık ama birbirimizden bi o kadar da uzaklaştık.
Güzel yorumunuz için teşekkürler, dediğiniz gibi herşeyin fazlası zarar, internetten hal hatır sormak iyi tamam güzel ama hiçbir zaman karşılıklı bir çay içip konuşmanın yerini tutmayacak…