Coğrafyayı hep sevmişimdir, sevdiğimden ötürü genelde sınavlarda ya fullerim ya da en fazla birkaç yanlışım çıkar. Bu coğrafya sevgim teknolojiye de yansıdı; Google earth’e girerim haftada bir veya iki haftada bir dünyayı dolaşırım. Öyle rastgele gezerim Google earth’teki zarı sallar o nereye atarsa orayı sanal olarak dolaşırım. Dolaşırım ki aynı yeryüzünü paylaştığım diğer insanlar nerelerde yaşıyor nasıl bir yaşam sürüyor gözleri hangi manzaraları izliyor, hergün hangi yollarda yürüyor merak ederim.
Sonra ahh keşkeler… şurda yaşasaydım demeye başlarım içimden. Zor bir coğrafyada dünyaya geldim ortadoğu diye tabir edilen insanlığın başlangıç yerlerinin hemen dibinde. Savaşı, kavgası, dövüşü hiç bitmeyen ve hiç bitmeyecek olan coğrafyamın şimdilik zor zamanlarından geçiyorum. Oysa ki dünyada eskiden beridir medeniyetin başkentleri hep buralarda olmuşken şimdiki medeniyetsizliklere anlam veremiyorum. Antik yunan diye tabir edilen topraklarda doğdum. O zaman bile hayata dair güzel şeyler düşünen güzel şeyleri topluma haykıran felsefeciler doğmuş büyümüş üzerine bastığım topraklarda. Şimdi ise kutuplaştırıcı siyasiler içinde boğuluyoruz ve oyuncak oynaması gereken çocukların bile siyaset konuştuğu ortamlarda yaşıyoruz maalesef.
Atatürk’ün muasır medeniyetler seviyesine getirmek istediği ülkenin çizgisi her geçen gün aşağıya çekiliyor maalesef. Bunu Pisa testlerinden anlayabilirsiniz. Bakın burda. Bunun sebebi ülkemizin bilimden uzaklaşması. Bilimle ne kadar haşır neşir olursanız o kadar gelişirsiniz. 2 kere 2 =4… Arapça dersleri kadar üzerine düşülmesi gerek yazılım ve kodlama derslerinin. Üreterek bişeyler elde edebiliriz. Bu salatalık olabilir veya mobil uygulama olabilir vs vs… Eğer çok yüksek paralar kazanmak istiyorsak yükte hafif pahada ağır olan şeyleri üretmemiz gerek. Örneğin bir cep telefonu. Bir kamyon portakal için 1 sene uğraşıp didinip elde ettiğimiz ürünü 15 bin tl ye satmak yerine gereken donanımı kurup 10 dk içerisinde bir cep telefonu üretip satarsak 15 bin tl yi anında kazanabiliriz. Rahmetli Necmettin Erbakan hocamızın bir sözü geldi aklıma; “Mesele Türkiyenin şeftali yerine motor üretmek istemesiydi…” mekanı cennet olsun akıllı ve zeki adamdı çünkü makine mühendisiydi biliyordu “Refah” seviyesinin neyle yükseleceğini.
Bizde bir şekilde bu hayatı geçiriyoruz ama bizden sonra gelecek nesillerin daha güzel bir dünyaya ulaşması için şimdi harekete geçmek gerektiğini düşünüyorum. Çocuklarımıza iyiyi doğruyu dürüstlüğü ve medeniyeti öğretelim, bilimi aşılayalım. Coğrafyamızın kaderini değiştirelim. Kendimizi değiştirirsek dünyayı da değiştireceğimize inanıyorum sizde inanın.